yükleniyor

Günümüzde gerek beslenme alışkanlıkları gerek sistemik hastalıklar nedeniyle safra kesesi problemleri ile sıklıkla karşılaşmaktayız. Safra kesesi ve safra yolu hastalıklarının nasıl geliştiği, hangi belirtileri verdiğini bilmek ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmak önleme ve gereğinde zamanında tedavi başvurusu açısından önemlidir. Bu sayfada safra kesesi ve safra yolu anatomisi, hastalıkları, risk faktörleri, belirtileri ve tedavi şekillerine dair bilgiler bulabilirsiniz.

Safra kesesi ve safra yolu nedir?

Safra kesesi karaciğerin altında yerleşen ve bir yüzü karaciğere bağ dokusu ile yapışık, armut şeklinde, bir kanal ile ana safra yoluna bağlı içi boş bir organdır. Safra karaciğerde üretilerek safra kanalları yoluyla safra kesesine iletilir. Dolayısıyla safra kesesi safrayı üreten değil depolayan bir organdır. Özellikle yağlı yemek sonrası salgılanan bazı hormonların etkisiyle safra kesesi kasılarak içindeki safrayı safra kanalına boşaltır. Safra buradan bağırsağa ulaşarak gıdalarla karışır. Bu buluşma sindirim için önemlidir.

Safra yollarını büyük bir ağaca benzetebiliriz. Karaciğer içinde gömülü olan çok küçük safra kanalcıkları birkaç seviyede birleşerek daha büyük kanalları oluşturur. Son aşamada karaciğer sağından sağ ana safra kanalı ve solundan sol ana safra kanalı karaciğer dışına çıkarak birbiriyle birleşir. Bu birleşme ağacın gövdesi olarak nitelendirebileceğimiz ana safra kanalını oluşturur. Bunun birkaç santimetre aşağısından safra kesesi kanalı (sistik kanal) safra kanalına bağlanır. Bu seviyeden aşağısında safra kanalının adı koledok olarak anılır. Koledok bir miktar devam ettikten sonra oniki parmak bağırsağı (duodenum) arkasına geçer ve hemen bu hizada pankreas içine girer. Çoğunlukla pankreasın ana salgı kanalı ile birleşerek 1-2cm sonra oniki parmak bağırsağına ulaşırlar.

Safra kesesi ve safra yolu hastalıkları nelerdir?

Safra kesesinde gelişebilecek hastalıklar:

  • Safra taşı/çamuru,
  • Akut kolesistit (safra kesesi iltihabı),
  • Safra kesesi polibi,
  • Safra kesesi kanseri.

Safra yolunda gelişebilecek hastalıklar:

  • Safra yolu tıkanıklığı (tıkanma sarılığı),
  • Akut kolanjit (safra yolu iltihabı),
  • Safra yolu yaralanmaları,
  • Safra yolu darlıkları,
  • Safra yolu tümörleri.

Safra kesesi taşı neden oluşur?

Safra taşı oluşumunda çevresel ve genetik faktörler rol oynayabilir.
Ailesinde safra taşı olanlarda taş gelişme olasılığı %15 düzeyinde bulunurken taş olmayanlarda %3 kadar bulunmuş. Dolayısıyla bunun kalıtsal bir aktarım olduğu düşünülmüş. Genetik yatkınlık göz ardı edilmediği gibi bu bireylerde benzer yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarının da safra taşı oluşumunda rol alabileceği unutulmamalıdır.

Kadınlarda ve ilerleyen yaşta safra taşı oluşumu daha fazla görülmektedir.

Gebelik de safra taşı oluşumu için bir risk faktörü olarak tanımlanmıştır. Hatta gebelik sayısı arttıkça safra taşı sıklığı da artmaktadır.

Şeker hastalarında nedeni tam olarak ortaya konamasa da safra taşı oluşumu daha sık görülmektedir.

Obez bireylerde safra taşı daha sık görülmekte, ayrıca safra taşına bağlı ağrı, enfeksiyon gibi durumlar da daha sık görülmektedir.

Kilolu olmak kadar hızlı kilo vermenin de safra taşı oluşumunu ve buna bağlı belirtileri arttırdığı görülmüştür. Sleeve gastrektomi ya da gastrik mini bypass gibi obezite cerrahisi geçiren birçok bireyin yıllar içinde safra kesesi ameliyatı geçirme nedeni hızlı kilo kaybıdır.

Bazı ilaçların da safra taşı oluşumu için risk faktörü olduğu bilinmektedir. Fibrat içeren kolesterol ilaçları, seftriakson etken maddeli antibiyotikler, oktreotid içeren ilaçlar, östrojen hormonu kullanımı safra taşı oluşumuna yol açabilir.

Total parenteral nütrisyon dediğimiz damardan mama ile beslenen hastalarda da kolesterol taşı oluşumu tetiklenmektedir.

Crohn hastalığı olanlarda ya da ince bağırsakların son kısmı cerrahi olarak çıkarılmış bireylerde safra taşı daha sık görülmektedir.

Karaciğer sirozu olan hastalarda da olmayanlara göre daha sık safra taşı saptanmaktadır.

Orak hücreli anemi, talasemi, herediter sferositoz gibi kan hastalıkları olan bireylerde safra taşı oluşumu açısından risk altındadır.

Safra kesesi taşı belirtileri nedir?

Safra kesesi taşı olan birçok kişi herhangi bir sorun yaşamadığından safra taşı olduğunu dahi bilmiyor olabilir. Başka nedenlerle yapılan radyolojik görüntülemeler sırasında rastgele safra kesesi taşı saptanan bireylerin çoğunluğu bir semptom tarif etmez. Safra kesesi taşına bağlı en sık şikayet ise biliyer kolik olarak adlandırdığımız durumdur. Hasta karnın sağ üst kısmında, sağ kaburgaların hemen altında, bazen de karın üst orta kısımda yoğun, rahatsız edici bir ağrı hisseder. Bu ağrı sırt sağ bölgesinde ve hatta sağ omuzda da hissedilebilir. Ağrıya ek olarak bulantı, kusma ve yoğun terleme görülebilir. Bu ağrı tipik olarak yağlı bir yemek sonrası ortaya çıksa da bazı bireyler yemekten bağımsız olarak gece saatlerinde aynı ağrıyı yaşarlar. En az 30 dakika süren ağrı oturma, kalkma gibi pozisyon değişiklikleri, gaz çıkarma gibi aktivitelerle azalmaz ve 6 saate kadar sürebilir.

Bazen de safra taşı komplikasyonlarına bağlı belirtiler görülebilir. Bu komplikasyonlar akut kolesistit (safra kesesi iltihabı), safra yolu (kanalı) taşı, kolanjit (safra yolu iltihabı), pankreatit (pankreas iltihabı), Mirizzi sendromu, safra taşı ileusu ya da safra kesesi kanseri olabilir.

Safra kesesi taşı ameliyat edilmeli mi?

Safra kesesi taşı belirtileri ve/veya komplikasyonları olan hastaların ameliyat edilmesi önerilmektedir. Herhangi bir şikayeti olmayıp rastgele safra taşı saptanan hastalarda ise seçici davranılmalıdır. Belirti vermeyen safra kesesi taşlarının 10-15 yıl gibi bir süre içinde belirti verir hale gelme ihtimali sadece %15-25 olarak bulunmuş. Diğer yandan kolesistit, kolanjit, pankreatit gibi komplikasyonların gelişme ihtimali ise %2-3 kadar bulunmuş. Dolayısıyla herhangi bir sorun oluşturmayan safra kesesi taşlarına ameliyat uygulanmazsa birey %75 ihtimalle sorunsuz bir yaşam sürmeye devam edecektir. Hangi hastaların hiç sorunu yokken safra kesesi taşından sorun yaşamaya başlayacağını ön göremediğimizden bir anlamda ameliyat kararını hastaya bırakabiliyoruz. Safra taşı olan bir birey sorun yaşama ihtimaline karşı ameliyat olmayı tercih ederken başka bir birey bu riski yüksek bulmadığından beklemeyi tercih edebilir.

Safra kesesi tamamen alınır mı?

Safra kesesi taşı ameliyatında safra kesesi tamamen alınır. Sadece taş çıkarılıp safra kesesini yerinde bırakmak şeklinde bir uygulama yoktur. Bu alanda Çin’de bir ekip böyle bir yöntemi denese de olumsuz sonuçları görülmesi üzerine uygun bulunmamıştır. Dolayısıyla dünyanın her yerinde safra kesesi taşı ya da iltihabı nedeniyle ameliyat uygulanan hastalarda safra kesesinin tamamı alınır.

Safra kesesi ameliyatında kese tamamen çıkarılmazsa ne olur?

Safra kesesi taşına bağlı sorun yaşayan hastalarda altın standart tedavi kolesistektomi (safra kesesinin alınması) ameliyatıdır. Bu ameliyatta ideal olan safra kesesinin tamamen alınmasıdır.

Peki ya tamamen alınmak istense de kesenin bir kısmı kalıyor olabilir mi?
Açık kolesistektomi yapıldığı dönemlerde çok az oranda görülen safra kesesinin tamamen çıkarılamaması durumu ilginç bir şekilde laparoskopik kolesistektomi ameliyatı sonrası daha fazla bildirilmektedir.

Birçok avantajı nedeniyle ön plana çıkan laparoskopik cerrahinin böylesi bir sorunu beraberinde getirmesi üzerinde durulması gereken bir konudur. Zira safra kesesinin tabanının kalıyor olması ya da gereğinden uzun safra kesesi kanalı (sistik kanal) bırakılması hastaların şikayetlerinin geçmemesi ya da tekrar etmesine yol açmaktadır.
Kolesistektomi ameliyatı olmuş bir hastada safra kesesi hiç alınmamış gibi karın ağrısı, hazımsızlık, bulantı gibi şikayetlerin yanı sıra sarılık görülebilir. Bunun dışında kolanjit (safra yolu iltihabı) ya da pankreatit (pankreas iltihabı) de gelişebilir. Bu şikayetlerin sebebi bırakılmış safra kesesi bölümünde bir miktar taş kalmış olması ya da zaman içinde yeni taşlar gelişmesidir.

Laparoskopik kolesistektomi sırasında safra kesesinin tam çıkarılamaması bazı serilerde %13 kadar bildirilmiştir. Diğer bir deyişle, safra kesesi ameliyatı olan her 7-8 hastadan birinde safra kesesi tam çıkarılmamış olabilir. Bu durumun gelişmesi için bazı risk faktörleri belirlenmiştir. Bunlar:

  • Safra kesesi yatağının ameliyat sırasında tam ortaya konmaması,
  • Eski ameliyat ya da iltihaba bağlı yoğun yapışıklık olması,
  • Aktif safra kesesi iltihabı (akut kolesistit) olması,
  • Ameliyat sırasında görüşü bozacak derecede kanama gelişmesi,
  • Doğuştan gelen safra kesesi anomalisi,
  • Safra kesesinde sonradan gelişen lezyonlara bağlı anatominin değişmesidir.

Safra kesesi ameliyatı olduğu halde şikayetleri devam eden hastalarda tek sorun geride safra kesesi bölümü kalması değildir. Fakat bu olasılığı dışlamak ya da varlığını göstermek için belli testler yapılmalıdır. Kan tahlilleri ve ultrason başlangıç tetkiki olarak istense de birçok hastada MR-kolanjiyografi denen safra yolu MR incelemesi tanıyı koymaktadır. Bazı hastalarda ise ERCP olarak kısaltılan endoskopik safra yolu girişimi sırasında tanı konulmaktadır.

Uygun tetkikler yapıldığında geride güdük ya da taş kalmadığı görülürse şikayetlere neden olacak diğer nedenler araştırılmalıdır. Diğer yandan, geride kalan safra kesesi ya da uzun bir sistik kanal içinde yerleşen taş saptanması halinde çoğunlukla müdahale gerekmektedir. Bu girişimler endoskopik yöntemler olabildiği gibi açık ya da laparoskopik tekrar ameliyat uygulanması da olabilir. Tahmin edilebileceği üzere tekrar ameliyata almak safra yolu yaralanması, damar yaralanması ya da diğer organ yaralanmaları açısından risk teşkil etmektedir.

Günümüzde artan tecrübe ile safra kesesinin tamamen çıkarılamaması olasılığının daha düşük olduğu düşünülse de klinik önemi açısından ciddi bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir. Her cerrahide olduğu gibi safra kesesi ameliyatlarında da derin bir anatomik bilgiye, zorlu vakalar üzerinde yüksek tecrübeye sahip olmak safra kesesinin tamamen çıkarılması ve bu tür sorunların yaşanmaması için oldukça önemlidir.

Safra kesesi ameliyatı riskli mi?

Laparoskopik safra kesesi ameliyatları günümüz genel cerrahi pratiğinde sıklıkla uygulanan bir ameliyattır. Birçok hasta tarafından da basit bir ameliyat olarak algılanmaktadır. Kanser cerrahisi kadar zorluğu olmasa da safra kesesi ameliyatları da özellikli ameliyatlardır. Zira ameliyatta gelişebilecek bazı komplikasyonlar (sorunlar) o anda veya sonrasında hasta yaşamını olumsuz etkiler.

Safra kesesi ameliyatında safra yolu yaralanması, damar yaralanması ve bağırsak yaralanması gibi komplikasyonlar görülebilmektedir.

Safra yolu yaralanması safra kaçağı, safra stazı ve siroza ilerleme görülebildiği için en korkulan komplikasyondur. Ayrıca ameliyat sonrası endoskopik girişim ve tekrar ameliyat gereksinimi olması gibi durumlara yol açabilmektedir.

Damar yaralanması, karaciğere kan taşıyan hepatik arter ya da portal vende gelişebilmektedir. Özellikle safra yolu ve damar yaralanması gelişen hastalarda ölüm riski ya da karaciğer nakline gitme ihtimali daha yüksektir.

Bir kısım hastada ise duodenum (on iki parmak bağırsağı) ve kalın bağırsakta yaralanma görülebilmektedir. Karın cerrahisi geçirmiş, safra kesesi iltihabı geçirmiş ve/veya obez hastalarda bu komplikasyonlar daha fazla görülmektedir.

Bilimsel veriler bu tür komplikasyonları en aza indirgemek için tecrübeli cerrahın ve uygun ameliyat tekniğinin önemli olduğunu göstermektedir.

Safra kesesi ameliyatı ne kadar sürer?

Laparoskopik safra kesesi ameliyatı hastanın karın içi yağlanması, safra kesesi iltihabı, karın içi ve safra kesesi yapışıklıkları, karaciğer büyüklüğü, cerrahi tecrübe, ameliyathane donanımı gibi birçok faktörden etkilenebilir. Tüm şartların ideal olduğu bir hastada cerrahın cilt kesisi ile başlayıp safra kesesini çıkarması ve tekrar cildi dikerek ameliyatı bitirmesi 15dk kadar kısa sürebilirken 3 saate kadar uzayan vakalar da olabilir. Bu sürelere hastaya anestezi uygulanması ve uyandırılması da eklenirse genel olarak bir safra kesesi ameliyatının 45-60dk civarında sürdüğü söylenebilir.

Safra kesesi ameliyatı ücreti nedir?

Ameliyatın zorluğunu belirleyen faktörler aynı zamanda ameliyat ücretine de etki etmektedir. Ameliyat süresinin, dolayısıyla ameliyathane kullanımının uzaması, ameliyatta özellikli malzeme gereksinimi olması ameliyat ücretine artış yönünde yansıyabilir. İlgili birimler hastanın özelliklerini göz önünde bulundurarak ameliyat ücreti hesaplamaktadır.

Safra kesesi iltihabı nedir?

Safra kesesi iltihabı (akut kolesistit) genellikle safra taşı olan kişilerde gelişen bir enfeksiyondur. Bulantı, kusma, ateş ve kaburga altına denk gelen bölgede karın ağrısı gibi belirtiler görülür. Karın ağrısı sırtta, kürek kemikleri arasında ve sağ omuzda da hissedilebilmektedir. Bu belirtiler genellikle hastayı acil servise ya da cerrahi polikliniğine götürecek kadar şiddetli olmaktadır. Fakat bazı hastalar ağrı eşiğinin yüksek olması, evde ağrı kesici kullanımı ya da hafif belirti yaşıyor olması nedeniyle hastaneye başvurmadan da safra kesesi iltihabı geçiriyor olabilir.

Safra kesesi iltihabı tehlikeli midir?

Safra kesesi iltihabı zamanında ve doğru şekilde tedavi edilirse zararsız sayılabilecek bir hastalıktır. Tedavi edilmediği takdirde sepsis denilen enfeksiyonun kana karışmasına bağlı ciddi enfeksiyon hali yaşanabilir. Sepsis doğru ve yeterli şekilde tedavi edilmezse ölümcül olabilecek bir tablodur.

Safra kesesi iltihabı olan hastalarda safra kesesi delinmesi ve safranın karın boşluğuna yayılması görülebilir. Bu durum da sepsise yol açarak ölümcül olabilir.
Bir kısım hastada ise safra kesesi iltihabına eşlik eden kolanjit, pankreatit gibi durumlar hastanın genel durumunu olumsuz etkileyerek ölüme varan sağlık sorunlarına yol açabilir.

Safra kesesi iltihabı tedavisi

Safra kesesi iltihabı bakteriyel bir enfeksiyon olduğundan antibiyotik ile tedavi edilmektedir. Antibiyotik yanı sıra ağrı kesici, bulantı giderici, spazm giderici ilaçlar da kullanılır. Bu ilaçlarla kese iltihabı birkaç gün içinde tedavi edilmiş olur, fakat bazen hastalığın kontrol altına alınması haftaları bulabilmektedir.

Alternatif olarak acil laparoskopik ameliyat ile safra kesesi alınarak sorun çözülebilmektedir. Safra kesesi iltihabı tedavi edilse bile hastalarda tekrarlayan enfeksiyon atakları, sık sık gelişen kolik ağrılar olması ve tekrarlayan ataklar sonrası cerrahinin daha zor olması gibi nedenlerle günümüzde safra kesesi iltihabının öncelikli tedavisi acil kolesistektomi olarak kabul görmüştür. Ancak ameliyata engel olacak derecede sistemik hastalıkları ya da safra taşı komplikasyonları olan hastalarda ameliyat yerine ilaç tedavisi düzenlenir. Bu hastalarda da altta yatan sorunlar düzeldikten sonra yine safra kesesi ameliyatı önerilmektedir.

Safra kesesi iltihabı ameliyatı hızlı ve kesin çözüm sağlamasına rağmen zamanlaması konusunda bazı çekinceler vardır. Birçok cerrah karın ağrısının başlamasından itibaren 3 (üç) gün geçtiyse ameliyattan kaçınmaktadır. Ameliyat yerine ilaç tedavisi altında 6-12 hafta beklemek gerektiğini düşünmektedir. Günümüzdeki bilimsel veriler ve kişisel tecrübe ameliyata engel başka bir durum yoksa ağrının başlangıcından sonra herhangi bir zamanda safra kesesi ameliyatının güvenle yapılabileceğini göstermektedir.

ERCP Sonrası Safra Kesesi Ameliyatı Riskli Midir?

ERCP (endoskopik retrograd kolanjiyopankreatografi) işlemi safra yolu taşlarının endoskopik yöntemle temizlenmesi işlemidir. Birçok hastada kaynak safra kesesi taşları olduğundan safra kesesinin ameliyatla alınması gerekebilmektedir. ERCP sonrası ameliyat olmayı tercih etmeyen hastalarda safra kesesi, safra yolu ve pankreas problemleri daha fazla olmaktadır. Bu durumun gelecekteki ameliyat riskini arttırdığı bilinmektedir. Dolayısıyla ERCP sonrası erken dönemde safra kesesi ameliyatı önerilmektedir.

Hastada eşlik eden kolanjit (safra yolu iltihabı), kolesistit (safra kesesi iltihabı), pankreatit (pankreas iltihabı) gibi durumlar ameliyat sürecini etkileyebilir. Bilimsel çalışmalar, tecrübeli merkezlerde ERCP yapıldıktan bir gün sonra dahi laparoskopik kolesistektomi ameliyatının güvenle uygulanabileceğini göstermektedir.

Pankreatit Hastası Ne Zaman Safra Kesesi Ameliyatı Olabilir?

Pankreas enfeksiyonlarının %90 kadarından safra kesesi taşları sorumludur. Safra yoluna düşen taş, safra kanalı alt ucunda pankreas kanalını tıkar ve pankreatit oluşturmaktadır. Pankreas iltihabı (biliyer pankreatit) geçiren kişilerde ilk 30 gün içinde ataklar sık görüldüğünden en kısa sürede ameliyat önerilmektedir. Safra kesesi ameliyatının pankreatite ait belirtilerin hafiflediği dönemde yapılması gerekmektedir. Ameliyat, pankreas iltihabı nedeniyle yattığı sürenin sonunda, taburcu olmadan önce önerilmektedir. Aynı yatışta yapılan safra kesesi ameliyatı (kolesistektomi) taşa bağlı sorunları ve ölüm riskini oldukça azaltmaktadır.

Zorluk derecesi yüksek olan bu ameliyatı tecrübeli cerrahların yapması, ameliyatta oluşacak riskleri azaltacaktır. Pankreatit geçirmiş bireylerde de safra kesesi ameliyatı laparoskopik olarak gerçekleştirilebilmektedir. Ameliyat sonrası herhangi bir sorun saptanmazsa hasta ertesi gün taburcu edilebilmektedir.

ERCP ile çıkarılamayan taşlarda tedavi nasıldır?

Safra kanalına düşmüş taşlar bir kısım hastada kendiliğinden duodenuma düşse de bir kısmında ERCP (endoskopik retrograd kolanjiyopankreatikografi) yöntemiyle safra yollarının temizlenmesi gerekir. İleri bir endoskopik girişim olan ERCP işleminde endoskopist duodenumda safra yollarının açıldığı ampulla vateri (papilla) bölgesine ulaştıktan sonra yumuşak bir tel ile safra yoluna girer. Özel ekipmanlar vasıtasıyla papillaya kesi yapılarak genişletilmiş olur. Daha sonra balon ya da basket katater denilen ekipmanlar ile safra yolundaki taşlar duodenuma düşürülmeye çalışılır. Bazı hastalarda safra kanalında sıkışmış olan taşı duodeuma düşürmek mümkün olmayabilir. Endoskopist bu tür hastalarda safra yollarına stent koymayı tercih edebilir. Aynı ya da farklı endoskopistler tarafından birkaç kez daha deneme yapılmasına rağmen düşürülemeyen taşlarda cerrahi müdahale gerekir.

Çıkarılamayan safra taşlarında cerrahi müdahale klasik açık yöntemle, laparoskopik ya da robotik yöntemle gerçekleştirilebilir. Hangi yöntemle yapılırsa yapılsın ameliyatta safra yolu ortaya konduktan sonra uygun bir alandan safra yoluna kesi yapılarak kanala girilir. Tüm taşlar belli manevralarla çıkarılarak safra yolu temizlenir. Safra yolu temizlendikten sonra cerrahın tercihi ve hastanın özelliklerine göre açılan safra kanalı rekonstrüksiyonu yapılabilir. Bunlar direkt safra kanalı tamiri, T-tüp üzerinden tamir ya da ince bağırsaklara dikilmesi şeklinde olabilir.

Hasta daha önce safra kesesi ameliyatı olmadıysa aynı seansta safra kesesi ameliyatı da gerçekleştirilerek tekrar taş düşmesi engellenmiş olur.

Geçirilmiş enfeksiyonlar, geçirilmiş karın ameliyatı, taşların yerleşimi ve sayısı, doku kalitesi gibi birçok faktör ameliyat süresi üzerine etkili olmakla birlikte 2-5 saat arası sürebilir.

Safra kanalı taşı temizleme ameliyatı sonrası hastalar 2-3 gün kadar hastanede takip edilmesi gerekir.

Safra Yolu Yaralanmalarına Yaklaşım

Safra yolu yaralanmaları genellikle laparoskopik safra kesesi ameliyatları sırasında gerçekleşmektedir. Bu ameliyatlarda;

  • Safra kesesi girişinde ciddi iltihap olması,
  • Safra kesesi kanalının çok kısa olması,
  • Ameliyatta keseye yanlış pozisyon verme,
  • Anatomik bozukluk olması,
  • Cerrahın tecrübesizliği gibi faktörler yaralanmaların oluşma riskini arttırmaktadır.

Safra Yolu Yaralanması Tedavisi

ERCP ile endoskopik tedavi, safra yolunun tamiri, karşılıklı ya da bağırsağa dikilmesi gibi tedavi yöntemleri uygulanabilmektedir.

Yaralanma ameliyat sırasında belirlenebilirse cerrahın yeterli tecrübeye sahip olması halinde tamir girişiminde bulunması önerilmektedir. Cerrahın karaciğer/safra yolu cerrahisi konusunda tecrübeli olmadığı durumlarda, hastanın tecrübeli bir merkeze sevki yapılmalıdır. Yaralanmalar genellikle ameliyat sonrasında belirlenebilmektedir. Karında safra birikimi veya karaciğerden safra boşalamamasına bağlı bulgular ile kendini gösterir. Bu durumdaki hastaların tecrübeli merkezlerde gerekli tetkikleri yapılarak yaralanmanın türü belirlenmeli ve uygun zamanda uygun girişim planlanmalıdır.

Safra yolu yaralanmaları tedavi edilmediği takdirde erken dönemde apse, safra peritoniti, sepsis ve ölümle sonuçlanabilmektedir. Uzun dönemde ise kolanjit (safra yolu iltihabı), safra yolunda taş, çamur oluşumu, safra yolu darlığı ve siroza neden olabilmektedir.

Safra kesesi polipleri neden olur?

Safra kesesi polibi, aşırı lipid ve yağ üretimi nedeniyle safra kesesi duvarında oluşan kitlelerdir. Karın ultrasonu çekilen hastaların %5 kadarında görülmektedir. Normalde iyi huylu lezyon olan poliplerin bir kısmında kanserleşme riski vardır. Gerçek polip olmayan kolesterol polipleri ise en sık görülen tür olup kanserleşme riski yoktur. Ultrasonda, gerçek poliplerden ayrılamadığı için polip olarak takip edilmektedir.

Adenomatöz polipler safra kesesi kanserine dönüşebilen lezyonlardır. Tüm poliplerin sadece yüzde 4-10’u adenomatöz poliptir. Birçok polip karın ultrasonunda rastgele saptanır ve bunların bir kısmı safra kesesi taşına benzer şekilde karın ağrısı oluşturabilmektedir. Polip nedenli karın ağrısı şikayeti olanlarda tedavi seçeneği safra kesesi polip ameliyatıdır.

Safra kesesi polip tedavisi nasıldır?

Herhangi bir şikayeti olmayan hastalarda ameliyatsız bir tedavi seçeneği yoktur. Polibin kanser geliştirme riskine göre takip veya cerrahi kararı verilmektedir.

  • 10 mm üzeri polipler %43-77 oranında kanser riski taşır. Dolayısıyla 10mm üzerinde polibi olan tüm hastalara safra kesesi ameliyatı önerilmektedir.
  • 6-9 mm arası poliplerde;
    • 50 yaş üzerinde ve şüpheli ultrason bulguları olanlarda ameliyat,
    • 50 yaş altı hastalarda 6 ay arayla 2 kontrol önerilir. Büyüme yoksa yıllık kontrol önerilmektedir.
  • 5 mm altı poliplerde;
    • 50 yaş üzerinde 6 ay arayla 2 kontrol önerilir. Büyüme yoksa yıllık kontrol önerilmektedir.
    • 50 yaş altı hastalarda 1-2 yıl arayla kontrol önerilmektedir.

Safra kesesi polipleri ile ilgili temel problem, adenomatöz poliplerin radyolojik yöntemlerle diğer poliplerden ayırt edilememesidir. Bu nedenle safra kesesi polibi olan hastalar, riskli hasta grubunda kabul edilerek takip edilmektedir. Safra kesesi kanseri, her 2000 safra kesesi polipli hastanın sadece 1’inde görülmektedir.

Safra kesesi polip ameliyatı

Polip nedeniyle yapılacak ameliyatlar laparoskopik olarak yapılabilmektedir. Fakat normal safra kesesi ameliyatından farkları vardır. Safra kesesi polibi ameliyatında;

  • Safra kesesinde delinme olmamalıdır,
  • Safra kesesi kanalından karın bölgesine safra akmamalıdır,
  • Safra kesesi özel poşet içinde karın dışına çıkarılmalıdır.

Böylece olası bir kanserin yayılması engellenmektedir. Safra kesesi karın dışına alındığında cerrah şüphe duyarsa hızlı patolojik inceleme için patoloji laboratuvarına gönderebilmektedir. Patoloji uzmanı kanser tanısı koyarsa açık ameliyata geçilip karaciğerin bir kısmının ve lenf bezlerinin çıkarılması gerekmektedir.

Hasta Yorumları

[testimonial_view id="26"]